Cuma, Temmuz 03, 2015

Kadın.

Sessizce ve kararlı adımlarla gecenin huzurunda yürüyordu.Adımlarını otobüse yetişebilmek için hızlandırırken birden durdu.Etrafına baktı.Yan tarafında belki de gördüğü en güzel tarihi yapılardan biri duruyordu..Ardında deniz..Gökyüzünde eşsiz dolunay.Her şey yavai yavaş durdu..Sahile yaklaştı..Denizin kokusunu daha derinden içine çekmek istedi.Dalgaların onun yaralı ruhuna dokunup acısını yok etmesini istedi.Gökyüzüne baktı.Işıl ışıl olan dolunaya dikti gözlerini.İçinde bir boşluk hissetti.Dolduramadığı,yorgun düştüğü bir boşluk.Romantik cümlelerin,afilli şiirlerin adamı olmayan bir kadındı kendisi.Düşündü.Şimdi şurada çarpışıp evlenecek biri olsa, tam zamanı işte böyle bir şey olması için! dedi.Sonra durdu.Düşünmedi.Etrafına baktı.
Gülümsedi.Ve birden olan oldu.
O mükemmel manzara, o mükemmel ambiyans...Her şey ama her şey otobüsü kaçırmak için uygundu.Ve kadın o otobüsü kaçırdı.Küfürler ederek alternatif yoldan geçen diğer otobüse yetişmeye çalıştı.
Dolunay gökyüzünden kadına baktı.Deniz daha hırçın dalgalarla kıyıya vurdu.Ama kadın, düşünmekten de kalmaktan da vazgeçti.
İstanbul sokaklarında, kalabalığın akışına bıraktı tüm düşüncelerini ve bir başka otobüsü beklemeye gitti.