Pazar, Ağustos 02, 2015

Kaçık

Gün, bitmişti.
Herkesin aynı saatte işe gittiği ve aynı saatte işten çıktığı bir hayat yaşıyordu artık kadın.Herkesin yürüdüğü yolda yürümüş, belki de yüzlerce insanın denediği birkaç parça giysi denemiş, tekrardan o kalabalık caddeye dönmüştü.
Yüzlerce insan dedi kadın içinden...Hepsiyle bir ortak noktası vardı.Bugün onlarla aynı saatte aynı yerde bulunuyor olmak...
Yürümeye devam etti kadın.
Yapacak bir şeyi yoktu.
Yalnızdı kadın.Ama bunu seviyordu.Uğruna mücadele edilmiş olan o parka gitti.Hep oturduğu yere oturmaktan son anda vazgeçti..Kendi kendine küçük değişiklikler yapmayı seviyordu kadın.Yeniliklerin onu daha dinç ve hayatta tutacağına inanıyordu.Yoksa...Başka nasıl hergün herkesin işte olduğu saatte o geç kalabilirdi ki ? Sebebi buydu..Hergün aynı yolu yürümek istemezdi, hergün aynı yemeği yemediği gibi...
Bu düşünceden sıyrılıp güneşe doğru yürüdü..Güneş'i arkasına alan o mermer basamaklara oturdu.Biraz ötesinde bir adam vardı.İstemsiz olarak adamla göz göze gelmişti.Adamın gözlerinden geçen saniyelik olan o düşünceyi gördü kadın. 'o kadar yer içinden neden burası? ' kadın umursamadı bu soruyu.
Görmezden geldi.
Oturdu.
İzledi önce insanları, kendisi gibi insanları izleyen insanlar vardı etrafında..Bunlardan biri de az önce suçlar gibi bakan adamdı.Merakına yenik düştü kadın.
Bu insanlar, diğerlerini izlerken ne düşünüyor diye düşünmeye başladı.Merak etti kadın.
Başkalarının hayatlarını, kafalarının içinden geçenleri.
Acaba diyordu kadın ?
Şuan benim gibi bunu düşünen başka kaç kaçık vardır ? Kafası karışmıştı kadın.Hayatı çok mu boştu ki neden şuan başkalarını merak ediyordu.Kadının orada oturup ay sonuna ne kadar borcu olacağını, alması gereken ojeyi, vermesi gereken kiloları düşünmesi gerekirken, o başka beyinleri görmek istiyordu.Nasıl bukadar farklıyız bunu öğrenmek istiyordu.
Diğer bilmek istediği şeyse çakmağın nerde olduğuydu.
Nasıl başarıyordu bunu bilmiyordu kadın.Her seferinde koyduğu yerde bulamamak ? Büyük dert.
Baktı kadın olmuyor, herkesten uzaklaştırdı kafasını, çakmağı bulmaya odaklandı.
Buldu da.
Bi sigara yakıp, herkese mutluluklar diledi.

Cuma, Temmuz 03, 2015

Kadın.

Sessizce ve kararlı adımlarla gecenin huzurunda yürüyordu.Adımlarını otobüse yetişebilmek için hızlandırırken birden durdu.Etrafına baktı.Yan tarafında belki de gördüğü en güzel tarihi yapılardan biri duruyordu..Ardında deniz..Gökyüzünde eşsiz dolunay.Her şey yavai yavaş durdu..Sahile yaklaştı..Denizin kokusunu daha derinden içine çekmek istedi.Dalgaların onun yaralı ruhuna dokunup acısını yok etmesini istedi.Gökyüzüne baktı.Işıl ışıl olan dolunaya dikti gözlerini.İçinde bir boşluk hissetti.Dolduramadığı,yorgun düştüğü bir boşluk.Romantik cümlelerin,afilli şiirlerin adamı olmayan bir kadındı kendisi.Düşündü.Şimdi şurada çarpışıp evlenecek biri olsa, tam zamanı işte böyle bir şey olması için! dedi.Sonra durdu.Düşünmedi.Etrafına baktı.
Gülümsedi.Ve birden olan oldu.
O mükemmel manzara, o mükemmel ambiyans...Her şey ama her şey otobüsü kaçırmak için uygundu.Ve kadın o otobüsü kaçırdı.Küfürler ederek alternatif yoldan geçen diğer otobüse yetişmeye çalıştı.
Dolunay gökyüzünden kadına baktı.Deniz daha hırçın dalgalarla kıyıya vurdu.Ama kadın, düşünmekten de kalmaktan da vazgeçti.
İstanbul sokaklarında, kalabalığın akışına bıraktı tüm düşüncelerini ve bir başka otobüsü beklemeye gitti.

Cumartesi, Mayıs 30, 2015

Etiket


İnsanlar ve etiketleri vardır.Barkodu olmayan sizin dışınızda herkesin isterse birbirine yayarak öğrenebileceği etiketler bunlar.Misal ki bir ortamdasınız,arkadaşınız ve arkadaşları var..Kendi doğallığınızda bir cümle kurdunuz ve o masadaki herkes üzerinize etiketlerini yapıştırmaya başladı.' Aptal' 'yılışık' ' garip gülüyor' 'gülünce burnu daha çirkin' şeklinde ilerleyen yüzlerce etiketi yapıştırıverdiler sadece bir cümlenizden ötürü..Peki bunu tüm hayatınıza yaysak ? Ortalama 60 kiloluk bedeninizde kaç kiloluk etiket taşıyorsunuz,peki ya bu etiketlerden kaç tanesi sizin için gerçek ? 
Etiketler öyle bir şey ki sen görmessin dokunamazsın ama insanlar birbirlerine senin üzerinde imzalayıp astıkları etiketleri paylaşırlar,duymaya başlarsın,zaman sonra belki kafayı yersin,olmadığın insana dönüşür,etiketinin hakkını verirsin,sonuç iyi veya kötü olabilir.Nefes alan herkes etiketleri ellerinde bedenlerinize imzalayıp yapıştırmak için bekliyor.Ve bizler bu yolda yalnız başımıza kalmış bazen sadece etiketlerin ağırlığından bile yorulmuş bir kenarda sıradaki etiketi bekleyen o 'kötü' insanlarız.
İşimiz Çok Zor.

Salı, Mayıs 12, 2015

İlk Askım'a


Herşey saf ve temizken,bizlere ilk aşk diye birşey dayattılar.Prenses olduğumuza inandırıldık,en iyisi olduğumuza,birinci olarak hayatımıza başladığımıza..
Bugün ardıma dönüp baktığımda,onlarca yıl (ki toplamda 2tane 10luk zor eder) kendimi en değerli zannetmiş,en prenses olarak görmüştüm oysaki.
İlk aşkla başladı herşey,onun kollarında uyudum onunla ağladım.Sonra başka aşklar girdi araya,hepsi teker teker gitti.
Bazılarına aşk'ın a harfinin yarısını bile çok göreceğim insanlar bile girdi hayatıma.
Sonra onlarda gitti.İyi kötü izler bırakıp gittiler.Unutulanlar unutulmayanlar..
Sonuçta gittiler.
Onlar başkalarının aşkı olmaya devam etti,bense yeni aşklar aramaya.
Ama günler sonra 'acısı yeni gelen ' bir olayla karşılaştım.
İlk aşkın o dayanılmaz acısı.
Herkes o an yalan oluyor.Nefret etsen dayanması zor,affetsen o nefret etmekten zor.
Zamanla geçer de diyemiyorsun ki bu acı için.O acı,gözlerini kapayana kadar seninle kalacak hissediyorsun.
sonra zaten hissizleşiyorsun.
İlk aşkından çok büyük ihanete uğrayan bir kız çocugu sonrasında başka aşklara nasıl inanabilir ki diyorsun.
İnanmiyorsun.
Benim ilk aşkım bana büyük ihanet etti,affettikçe daha çok dibe vurdu beni.
Giden ve biten bütün aşkların bıraktığı acı,aktırttığı göz yaşından fazlasını heba ettirdi bu ilk aşk bana.
Kaleyi içten fethedip içten içe çürütmek derler ya,içimde sağlam yer kalmadı,teker teker tükendim bu aşk yüzünden ve bunun sebebi genlerimin yarısının ona ait olmasından kaynaklı.


-İlk aşkım,bunları hakedecek ne yaptım? 'diye hep içimden soruyorum ve sonra bunu cevaplamayacagını hissediyorum.

Diyebileceğim tek şey,ilk aşkım beni bukadar yok etmişken,sonrasında gelenlerin bana yapacaklarının hiçbir anlamı yoktur,kale zaten yıkılmış,geri kalan piyonlar oyunu kurtarmaya çalışmaktadır.Durum sandığınızdan da sıkıntılı.

-İlk aşkınız sizi üzmediyse kızlar,siz 2.aşkınızda da sanşlı olacaksınız unutmayın.Ben o şansı kaybedeli çok oldu,sizi kıskanmıyorum.Çünkü bu noktadan sonra sorun tamamen bende.

-Ve ilk aşk olacaklara diyeceğim tek şey,yalan söylemeyin,aldatmayın ve sadece kızınızı sevin.

Son olarak;
-Senden nefret ediyorum,seni defalarca öldürmeyi düşündüm,bunu planladım bile!,ama sonra sen gidince en çok ağlayacak kişininde ben olduğumu söylediler bana.Affedilecek bir şansın bile yok ne yazıkki,bi an önce gitmen dileğiyle.

-İlk aşk unutulmaz derdi annem,o da hiç unutmadı,bende hiç unutmayacağım.Ama annemin ilk aşkı benim ilk aşkımı döver,o konuda anlaşalım.

Çarşamba, Nisan 01, 2015

Nefret Soylemi

Merhaba,
acik ve net konusacagim belki de bugun
bir intihar notu gibi dusunebilirsiniz bunu ama buyuk ihtimalle tekrardan o hatayi yapmayacagim,en azindan yapmamaya direniyorum.
Ah herneyse,
bazen insanlardan nefret ediyorum.
Ask evliligi yapip gunlerini birbirlerine zehir eden insanlar var mesela,onlar yuzunden evlilikten nefret ediyorum.
Pilavin alti yandi diye yanik daha guzel diyerek pollyannacilik oynaoynayanlardan nefret ediyorum.
Hayir gokce kizinin adini PRENSES koyamazsin demenizden de nefret ediyorum.
her hastaligin sebebinin stress olmasından,nereye gittigi belli olmayan ililiskilerden,en kotu aninizda gereksiz cumleler kuran arkadaslarimdan,senin kendi kendini gelistirmen lazim diyenlerden,zayiflamayi dusunmuyor musun diyenlerden,burnumla dalga gecenlerden,rimeli surdukten sonra gelen hapsirma isteginden,bazen ojelerin saatler sonra bile kurumamis olmasindan,yedigim yemege karisanlardan,makarnaya olan sevgimi kesmemi isteyenlerden,benden zeki ve yetenekli oldugunu dile getirenlerden,yuzumde cikan anlamsiz tuylerden,gereksiz yere dokulen saclarimdan,bazen kirilan tirnaklarimdan,parasiz kalmaktan,en cok istedigim seyleri alamamaktan,pirasadan,tecavuzculerden,tavizlerden,etek boyuma karisilmasindan,katillerden,regl oncesi donemden,tatli sevmeyenlerden,hevesimi kaciranlardan,aylarca stalkladigim cocugun sevgilisinin olmasindan,masallara inanmayanlardan,kucukken burnunu hic karistirmamis gibi davrananlardan,bir file sahip olamayacagimi söyleyenlerden,
                        . . .

Ve bunlari kafama takan kendimden
N E F R E T E D I Y O R  U M !

Iyi geceler.
         

Pazartesi, Mart 23, 2015

Kısır!

İlişkiler,
Başı ve sonu belli olan bir hikayenin kahramanlarının değişmesiyle ortaya çıkar ve bu tepkimenin sonucunda elde kalan 3-5 anı,belki biraz kırılmıs ve güvenini yitirmiş kalptir.
Lakin üzülmeyin ki,her iki tarafta iyileşir ve yine aynı sonla bitecek olan adına aşk-meşk denilen olaya tekrardan başlarlar yine sonunda kendilerini müslüm baba dinlerken bulurlar.

Hayat tamamen kısır döngüden ibaret.

Çarşamba, Mart 04, 2015

Anne.

13 yaşındayken annesinden nefret eden bi kızdım.Annesinden birşeyler saklayan annesinden çekinen ..Zamanla bu anneyle arkadaşlığa dönüşüp yine de annenin kendisini engelledigini düşündüren bir düşünceye bıraktı kendini.
Şimdime bakıyorum.
Annem için acı cekiyorum.
Annemin başının ağrısının acısının 10 katını yüreğimde hissediyor,onun için üzülüyor,ayrılık vaktimizin yaklaşıyor olmasından nefret ediyorum.
Hiç büyümemek,ölümsüz olmak gibi bir şansımız yok çünkü.Keşke olsa!
yüzlerce yıl da geçse annemin omzunda ağlamayı,anneme şımarmayı ne ile değişebilirim ki?
Bazen saatlerce annemin yanında yatıp onu dinliyorum,dünyanın en saçma ama en güzel konuşmalarını yapıyoruz.
Diyorum kendi kendime;bir insan neden annemi üzer ki?Ben sonra kendimi de suçluyorum.Sanki çok masummuşum gibi.
Yaşım ilerledikçe,farkındalığım arttıkça daha da çok küçük bir çocuk gibi olmaya başladım.
Çünkü Şairinde dediği gibi ;Hayat kısa.
Ve bu kahrolası hayatta annem ya da ben birbirimizi kaybedeceğiz.
Ve bu kaybı düşünmek bile beni benden alıyor.

Bazen içinizdeki insanı hissetmek istiyorsanız,bunu yapın arkadaşlar,annenizi ve gittiğini düşünün.
Gününüz,hayatınız duruşunuz değişecek buna eminim..


Ben şimdi dünyanın en güzel kokan insanına iyi geceler öpücüğü vermeye gidiyorum.
Hayday'de birisi onu geçmiş cok sinirliydi :DD

Cumartesi, Şubat 07, 2015

Utandim.

Merhaba efendim..
Gecenlerde yaptigim ve asirisi utandigim bi hikayemi anlatacagim sizlere..
anlatinca komik olmayabilir tabi.
gunlerden bir gun,cook kar yagmis ve gunlerce evden cikmamisiz oyle bir gun ama saatlerden gece.
ben artik can sikintisindan kendimi bicaklayacak durumdayim!
neyse efendim snapchat mi dersin instagramlar connectedler .. bildigin sosyal nedya akiyor damarlarimdan.. Lady Gagayi falan stalkliyorum o derece Kafayi yedim..
Neyse,bilenler bilir.Ben kucukken rapciydim.Ne dinlerdim Ama.Sagocuydum sonra biraktim.Sokrat dinledim Sehabe dinledim deli gibi.simdikilerin sarkilarini falan bilmem.. Nerde o eski rapciler yani o derece.
bi de biz rapciyken o rapciye ulasmak diye bise yoktu ki adam hiphoplife'a roportaj vercekte forumda bise paylasilcakta oyle boyle ohoo NE GUNLERDI BE!
Neyse dedim ya; Sehabe dinlerdim diye..
Sehabe'nin birde kardesi var.(de ayri oolacakti dimi evet.)Yeis.Bana gore Mehmet..
o da rapci.Eskilerden 😂
Olay orgusu oturdu dimi..
Basarili ve karakterli buldugum icin takip ediyorum falan.Bigun bi bildirim geldi ınstagramdan 'yeissensura sizi takip ediyor' abi sanirsin Obama ediyor.Nasil mutluyum.Neden cunku Obama da cok Sempatik.
neyse konu obama degil.
tabi sonra takibi geri cekmis 😂😂 e normal 😂😂

Neden cunku ben o cook bunaldigim gece ona mesaj attim..
ben dedim ya cok karakterli buluyorum diye,guzelce bir soru sorup en azindan yeterli sayilacak bir  cevap aldim.AMA SORU SORMA YONTEMIM INSTAGRAM DA DM'DEN OLUNCA ...
Cevaba yazdigim cevapta oha cevap moduna girdigimden gotu basi dagitip ciddiyetimi kaybettigim icin hic tanimadigim bir insana daha rezil oldum 😂😂

Artik resmen,bir gonderisine like atmaya cekiniyorum olur da 'aha bu da o manyaklardan' diye dusunur diye. Ama piskoloji mezunu biri sonucta cokta sey yapmaz dimi arkadaslar ya 😂

Neyse ben ve tanimadigim insanlara karsi samimi tavirlarim veyahut mesaj yazamama becerim ne olacak??
aynisini ajansa senaryo gonderirkende yaptim senaryom secilmedi..Ah sanirim Elif acehan'da bu yuzden cevap vermedi...
cok uzuluyorum.. Ne olacaksa bu enerji!!

Herneyse olur da birgün bir yerlerde okunur duyulursam ozru borc bilecegim.DM den yurumeyi beceremeyen bir neslin insaniyim ben sanirim.Bizler +rep puaniyla yuruyoduk zaten.

Diyeceklerime son verirken degerli vaktini caldigim herkesten ozur dilerim.
Ve Ted Mosby'nin annesinin dedigi gibi gece 2den sonra iyi birsey olmaz.O yuzden 2den sonra mesaj atmayin kimseye benim gibi olmayin!!


Cuma, Ocak 30, 2015

Etki.

Bugün,yarın ve dün.
Dün kendimize verdiğimiz sözler nasıl bugüne etki ediyorsa,aslına bakarsanız bugüne etki eden sözleriniz üzerine yaptiğiniz söylemler içerisinde yarına da etki edecekseniz.Paradox gibi düşünelim bunu bugün dünün yarınıysa eğer,yarın bugün olduğunda dün ne zamandır ?
Heriey geçmişte başlayıp an ve an geleceğe damgasını vurandır.
Bu sebeple,bugün arkasında duramayacagınız söz vermeyin,yarınları çok fazla etkileyecektir.
Bunları tabiki de biliyorsunuz ama,tekrardan hatırlatmakta fayda vardır diye düsündüm.
Saygılar.






*Dipnot; Beyin yaktım.

Pazar, Ocak 25, 2015

Dürüst İnsan!

Ah Selam Size Ey Dürüst İnsanlar!
Nasıl başarıyorsunuz bunu siz ? Bana anlatır mısınız? Zira sizin bu taktiğiniz bana bu aralar lazim!
Ah hayır dürüst olmadıgımdan degil,sadece dürüst olmasanız bile nasıl dürüst olduğunuza inandiriyorsunuz insanları ? Çünkü ben,en ince ayrıntısına kadar dürüst olsam bile kafalarında koskocaman 'ACABA? ' kalıyor onların.
 Bu adaletsizlik degildir de nedir?Hayır yani Esma dürüst olan kişilikken Gökçenin yaramaz olması mı herşeyin sorunu??Gökçe mi oluyor günah keçisi?
Peki ya Dürüst olmayan ama Dürüst görünen sadece bir Esma olsaydım ? Ozaman inanacak mıydınız bana?
'Cok afedersiniz ama inanıp inanmamanız bazen götümde bile olmuyor.' Bakın bu benim dürüst oldugumun kanıtıdır.Gökçe'nin kendine has tarzı ile dürüstce düsüncesini dile getirmesinden baska bir sey degildir.Tabi biraz Esma olsa bile işin içinde...

Sanırım ilişkiler de Esma ve Gökçe arasındaki ince cizgi arasında gidip geliyor.Ben Gökçe'yim,dürüst olan tarafım ama inanılmayan soru isareti bırakan..Karşı tarafsa Esma,dürüst olabilir,yalan da söyleyebilir. ama Esmanın karşısındaki Gökçe oldugu için bazen bu durumlar dedigim gibi 'götümde olmuyor.'

Diyecegim o ki arkadaslar bir ilişki de Esma mı olacaksınız?Yoksa Gökçe mi?
Bana soracak olursanız,ben mecburen ikisiyim.. Ama Seçme Sansım olsaydı Gök olurdum.
Ne Esma olurdum Ne Gökçe.
Sadece kulaklarımda bu sarkı olurdu.En sevdigim bardagımla cay icer,en sevdigim coraplarımla koridorda kaymaya calısırdım.Kosup kosup zıplar,ve sonra cok sevip,cok düsünür,cok üzülür ve yine çok severdim..
Ama Maalesef ki Esma Gökçe'yim ben.
Dürüstlük cizgisinde git gelleri olan,bu ugur da kan döken,ve olabildigince Gök olmanın hakkını vermeyi deneyen biriyim.
Siz de kim oldugunuza karar verin insanlar.
Sevgilerle.